Yıllara Meydan Okuyun!

Yaşlanmak fizyolojik bir süreç ve yaşlanmayı ortadan kaldırmak tabi ki mümkün değil fakat doğru miktarda tüketilen besinlerin fonksiyonel özellikleri ile zinde ve genç bir bedende sağlıklı bir yaşamı yakalamak oldukça kolay. Bazı besinler içinde bulundurdukları vitamin, mineral ve antioksidan bileşenler ile bu konuda diğer besinlerden biraz daha özel ki ben bu besinleri ‘’yıllara meydan okuyan besinler’’ diyorum ve bu grupta yer alan ilk vitamin cilt bakım ürünlerinde de sıklıkla karşımıza çıkan E vitaminidir.

E VİTAMİNİ aktif yapısı olan tokoferol kuvvetli bir antioksidandır ve güneş ışığının zararlı etkilerine karşı vücudu korur. Birçok cilt bakım ürününde kullanılmaktadır. Badem, fındık, bulgur, buğday, karabuğday, çavdar, yulaf, kuru baklagiller E vitamininden zengin besinlerdir. Bazı araştırmalarda vitamin E yetersizliğinin Selenyum ile giderildiği gözlemlenmektedir.

SELENYUMDA vitamin E gibi güçlü bir antioksidandır ve dokuların oksidasyonunu engelleyerek erken yaşlanmayı engellemektedir. Et ürünleri, kuru baklagiller selenyum bakımından zengin besinlerdir fakat besinlerin selenyum içeriği besinlerin yetiştiği toprakta bulunan selenyum ile bağlantılı olarak değiştiği için selenyumdan zengin besinler tüketilse bile yetersizlik görülebilir, kan düzeyleri takip edilmelidir.

SEBZE VE MEYVELERDE bulunan her renk farklı bir antioksidanı işaret eder ve diyette her renk besin düzenli olarak tüketilmelidir. Brokoli, Brüksel lahanası, lahana, karnabahar izosiyonat, enginar silmarin, havuç karoten, domates likopen, patlıcanda nasunin, elma kuarsetin, portakal, limon, greyfurt d-limone, erik proantosiyanidin, yaban mersini, çilek, ahududu antosiyanidin ve flavonoid gibi çeşitli antioksidanları içerir. Bu antioksidanların beyin ve hücre hasarını önleyici etkisi olduğu çalışmalarla gösterilmiştir. Antioksidan içeriğinden daha fazla yararlanabilmek için hafif haşlama yapılarak tüketilmelidir.

ÇAYA antioksidan özellik kazandıran yüksek miktarda kateşin (flavonoid) içermesidir ve kateşin miktarı yeşil çayda siyah çaydan daha fazladır. Yapılan bir çalışmada 2 hafta düzenli 3 fincan çay/gün alındığında flavonoid miktarını %25 artırmaktadır ve siyah çayın LDL kolesterolü %11 oranında azalttığı bulunmuştur. Siyah çayda bulunan teanin hafıza ve öğrenme becerisini artırmaktadır. Yeşil çay üzerine yapılan araştırmalar pek çok kanser türüne karşı koruyucu olduğunu göstermektedir

KAKAO, İnka kabilesinin ‘’Tanrılar içeceği’’ olarak adlandırdığı, uzun süre ilaç olarak kullanılan eski bir besindir. Kakaonun yüksek flavanol içeriği ona sağlığa faydalı özelliğini kazandırır. Yüksek kan basıncını düşürür, kötü huylu kolesterolü (LDL) düşürür, iyi huylu kolesterolü (HDL) yükseltir tam anlamıyla kalp ve damar dostudur,  kansere karşı koruyucudur. Yapılan bir çalışmada günde 5 g çikolata tüketiminin kalp-damar hastalığı riskini %30 ve inme riskini %10 azalttığı bulunmuştur. Kakaonun olası yararlı etkilerinden faydalanabilmek için yağ oranı ve şeker içeriği düşük, düşük kalorili en az % 50-60 ve daha fazla kakao yağı içeren kakaolu ürünler tüketilmelidir. Yüksek kalori içeriği dolayısı ile günde 20 g %70 kakao içeren çikolata tüketimi ruhunuzu tatlandırırken sağlığınızı korumanızı sağlar.

PROBİYOTİKLERİN, bağırsak florasında yararlı etkilere sahip canlı bakteriler olduğunu biliyor musunuz? ‘’Yaşam için iyi’’ anlamına gelen probiyotikler, hem ishal hem de kabızlığı önleyerek sindirim faaliyetlerini düzenler, alerji riskini düşürür, kolon kanserine karşı koruyucudur, kolesterol değerlerini azaltır,  bağışıklık sistemini güçlendirir, obezite ile mücadele eder. Yoğurt, ayran, peynir, kefir, turşu gibi fermente besinler ve anne sütü probiyotiklerin doğal kaynaklarıdır. Yeterli probiyotik aktivitesi için bağırsak florasına yeterli miktarda probiyotik ulaştırmak gerekir, bunun için de doğal kaynaklara ek takviye probiyotik kullanımı maksimum fayda sağlar.

ZERDEÇAL; Hindistan’ın gözde baharatı olarak bilinir ve Alzeheimer hastalığının Hindistan’da en az görülen hastalık olması yüksek zerdeçal tüketimi ile eşleştirilir. Kurkumin, antibakteriyel, anti-inflamatuar, antioksidan, antikanserojen ve antidiyabetik gibi pek çok sağlıklı özelliği ile bilimsel çalışmalarda sıklıkla yer alan zencefil ailesine ait zerdeçalın en aktif formudur. Yapılan çalışmalar zerdeçalın tümör oluşumunu ve ilerlemesini engellediğini, kanser hücrelerini baskıladığını ayrıca insülin direncini azaltarak diyabet hastalarında olumlu sonuçlar doğururken obezite tedavisi için de önemli bir katkısı olacağını göstermektedir. Zerdeçalın sağlıklı etkilerinden faydalanmak için; günde 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, karabiber ve 1 çay kaşığı zerdeçalı birlikte tüketerek vücudunuz için aktif kurkumin formu sağlayabilirsiniz.

SU hayat verir, metabolizmayı çalıştırır, vücuttan toksin maddelerin atılmasını sağlar. Günlük su ihtiyacınızı hesaplamak için kilonuzla 35 değerini çarpabilirsiniz.

GÜNDE 15 DAKİKA GÜNEŞ IŞIĞI besinlerden karşılayamadığımız D vitamini için önemlidir. D vitamini derinin bağışıklık sistemini geliştirir ve osteporoza karşı güçlü bir savaşçıdır.

Sağlık açısından olumlu etkileri olan bu besinler her zaman olduğu gibi porsiyon kontrollü ve hastalıklar ile tüketim arasında ilişki olabileceğinden diyetisyen önerisi ile tüketilmesi gerektiğini unutmayın.

Comments are closed